istanbul'da travesti olmak

İstanbul’da Travesti Olmanın Görünmeyen Maratonu

İstanbul’da travesti olmak mı ? Ah İstanbul! Dünyanın dört bir yanından gelen milyonların “taşı toprağı altın” diye dillendirdiği şehir. Tarihi, boğazı, martıları ile dillere destan ama bir de sokak aralarında duyulmayan hikâyeler var ki işte orada yaşam bazen nefes kesici güzellikte, bazen de sabır sınayıcı zorlukta… Eğer bu hikayelerin kahramanı bir travesti iseniz, işler iki kat daha renkli ve zorlayıcı olabilir. Haydi, İstanbul sokaklarında travesti olmanın o kendine has maratonuna birlikte bir göz atalım.

1. “Semtiniz neresi?” sorunsalı

Bir travesti olarak İstanbul’da yaşadığınız semt, hayat kalitenizi belirlemede önemli bir faktör. Misal, Taksim’in arka sokakları geçmişte LGBTİ+ bireyler için bir nevi güvenli limandı ama bugün? Yeri geliyor kız kardeşlerinle sohbet ederken bir anda “acaba bu sokak bu kadar dar mıydı yoksa bana mı öyle geliyor?” diye düşünüp duruyorsun. Evet, sokak dar ama hoşgörüsüzlük daha dar.

Kadıköy’den örnek verecek olursak; burası nispeten daha “cool” gibi görünüyor. Fakat “cool olmak” demek mahallelinin sizi yargılayan yandan bakışlarına direnmek zorunda kalmayacağınız anlamına gelmiyor! Yok hayır, o “pencere perdesini azıcık sıyırıp sık sık bakma” sanatında Kadıköy’deki bazı komşular da ustadır. Hele ki gece eve üç adım topuklarını vurdura vurdura girersen!

2. Topuklu ayakkabı testi!

İstanbul’da bir travestiyseniz ve kadınsı kıyafetler, topuklu ayakkabılar giymekten hoşlanıyorsanız, sokaklar en büyük düşmanınız olabilir. Bağcılar’da topuklu ayakkabıyla dolaşmaya çalışıyorsanız; granit taşlar, yamuk yumuk kaldırımlar, aniden karşınıza çıkan rögar kapakları adeta “Sorunları çözmeye geldik ama sorun da biziz!” diye bağırır. Sen kendini Cihangir sokaklarına attığında bile, hafif meyilli yerlerde ayakta kalabilmek için fizik kurallarını yeniden yazman gerekebilir. Ayakta kalabildin diyelim, insanlar sanki o taşların üstünde yürüyen sen değilmişsin gibi bakıp kahkaha atar. “Ah ah, zaten denge kurmak kolaydı dimi canım?” diye kendi içinden cevap verirsin.

3. Marmaray mı? Uber mi? Yok mu başka bir seçenek?

Toplu taşıma travesti olmanın adeta bir “cesaret oyunu” olduğu bir alan. Nasıl ki bazıları karantina döneminde evde ekmek yapmayı öğrendiyse biz de toplu taşımalarda “göz devirmelere karşı kendini savunma teknikleri” kursu aldık. Ama her zaman işe yarar mı? Tabii ki hayır! Metrobüstesin ve omzundaki parfüm kokusunu alıp iğneleyen konuşmalara şahit oldun mu hiç?

O vapurdaki bakışlardan bahsetmiyorum bile. Halbuki Boğaz’ın tadını çıkarırken kendini mutlu hissetmek o kadar zor olmamalı! En güvenli hissettiren şey bazen ne yazık ki tek başına bir taksiye atlayıp İstanbul trafiğinde “acaba bu taksimetre doğru mu çalışıyor?” diye düşünmek olabiliyor. Uber? Ah be canım! Keşke cebine de uyumlu olsa.

4. İstiklal’de karnaval bir başka… Ama karnaval hep mi bitsin isterler?

Bir travesti olarak İstiklal’de dolaşmak bazen kendini bir festivalin parçası gibi hissetmektir. “Aaa kim bu ışıl ışıl şahane enerjiyle gelen?” soruları dolanır havada. Ama aynı yerde gece de farklı bir suratla karşılaşırsın. Emeği kendinden başkasına yar olmayanlar meydanı boş bulup alttan alta uzun laf etmeye başlar. Hakaret? Emin ol gelir. Ama sen yılmazsın! İstiklal’in ruhu her zaman cesur olmaktan geçiyor.

5. Aile eşittir destek mi yoksa sorun paylaşmazsan destek mi?

Şaka bir yana, İstanbul’da travesti olmak sadece sokaklarla sınırlı bir mücadele değil. Çoğu travesti için aile desteği büyük bir muamma. “Kızım, oğlum, neysen ol tamam da mahallede ne derler?” Belki de ömür boyu duyacağınız cümle bu. İstanbul’da travestiyseniz hem topluma hem kendi ailenize karşı bir kendini kanıtlama mücadelesine girişiyorsunuz. Bir kahve içip konuşacak birini bulabildiyseniz, o gün sizin için güzel geçmiştir.

6. İstanbul’da travesti olarak dost arama çabası

Bu hayatı yaşayan biriyseniz yalnız kalmak en korkulu rüya olabilir. Ama İstanbul gibi metropolde dostluklar kurmak çoğu zaman samanlıkta iğne aramak kadar yorucudur. Neyse ki seninle aynı zorluklara kafa tutan can dostların olabilir. İki konuşma arasında dertleşmeler saatlere dönüşür. İşte o? Hiçbir servete değişilmez.

7. İstanbul’da travesti dostlar için umut hep var

Peki, İstanbul’da travesti olmanın kolay olduğunu mu söylüyoruz? Tabii ki hayır. Ama bu zorluklar sizi daha güçlü ve renkli bir insan yapıyor. Şehir ne kadar zorlayıcı olursa olsun, onun içindeki dayanışma da o kadar güçlü. İnsanlarla dans eder gibi yaşadığımız bu hayatta bazen ters ritme basarsınız, bazen uyum sağlarsınız. Ama dans devam eder.

İstanbul’da travesti olmak bir maraton, evet, ama bu maratonda her adım bir öykü. Sorunları olduğu kadar güzellikleriyle de yaşadığımız bu şehir bizi biz yapan şeylerin bir parçası. Belki herkes anlamaz ama İstanbul’un kaosunda parıldamak ve kendi hikayeni yazmak paha biçilemez. 🌈

Scroll to Top